Engin Akyürek ve Tuba Büyüküstün’ün Yürek Burkan Yolculuğu: Bebeği İçin Hayat Mücadelesi

Türkiye’nin en sevilen çiftlerinden Engin Akyürek ve Tuba Büyüküstün, inanılmaz derecede zor bir dönemden geçiyor. Bebekleri, Paris’teki bir hastanenin yenidoğan yoğun bakım ünitesinde hayatta kalma mücadelesi veriyor. Kişisel hayatlarını gizli tutmayı tercih eden ve mahremiyetlerine büyük özen gösteren bu çift, çocuklarının doğumuyla ilgili trajik olaylar nedeniyle aniden halkın ilgisini üzerine çekti.

Geçen hafta Paris’te doğum sancıları başlayan Tuba Büyüküstün, hemen hastaneye kaldırıldı. Tüm tıbbi müdahalelere rağmen prematüre doğum yaptı. Bebek, tam olarak gelişmeden dünyaya geldiği için hemen inkübatöre alındı. Doktorlar, bebeğin ciğerlerinin tam gelişmediğini ve hayati fonksiyonlarının henüz dengede olmadığını belirterek durumun kritik olduğunu ifade etti.

Bebeğini sabırsızlıkla bekleyen Engin Akyürek, korku ve belirsizlik içinde duygusal bir açıklama yaptı. “Her şey çok hızlı oldu,” dedi, sesi titreyerek. “Tuba’nın sancıları başladığında bu kadar ciddi olacağını düşünmemiştim. Ama şimdi bebeğimiz yoğun bakımda, tek yapabileceğimiz şey ona dua etmek. Bu, yaşadığım en büyük korku.” Engin, hastanede saatlerce yalnız kaldı ve durumu gözyaşlarını tutarak karşılamaya çalıştı, tamamen yıkılmış bir şekilde.

Bu sırada, doğumun ardından konuşmakta zorlanan Tuba Büyüküstün, doğan bebeğinden ayrılmanın acısını şöyle tarif etti: “Anne olmak dünyadaki en güzel şey, ama aynı zamanda en zor şey,” dedi. “Onu kollarımda tutamadan, cildini hissedemeden camdan bakmak… Beni öldürüyor ama güçlü olmalıyım. Onun yaşaması için her şeyi veririm. O güçlü olduğu sürece savaşmaya devam edeceğiz.” Tuba’nın bu sözleri, milyonlarca hayranı üzerinde derin bir etki yarattı ve sosyal medyada büyük bir destek akışı oluştu.

Bu durum, pek çok kişinin dikkatini çekti ve kamuoyundan ve ünlü isimlerden cesaretlendirici mesajlar yağdı. Türk eğlence dünyasının tanınmış isimlerinden Bergüzar Korel ve Halit Ergenç, çiftin bebeği için dua ettiklerini belirterek destek verdiler. Demet Akbağ ise, “Her şeyin yoluna gireceğine inanıyorum. Sabırlı olun ve güçlü kalın,” diyerek çiftin moralini yükseltmeye çalıştı. Kıvanç Tatlıtuğ ise, “Bebeğiniz sizin gibi güçlü olacak. Hep birlikte bu mucizeyi izleyeceğiz,” diyerek destek mesajı gönderdi.

Paris’teki hastanede çalışan yenidoğan uzmanı Guillaume Lefevre, bebeğin hassas sağlığı hakkında açıklamalarda bulundu: “Prematüre bebekler için ilk 48 saat çok kritik. Ciğerleri gelişmediği için solunum desteği gerekiyor ve enfeksiyon riski çok yüksek. Bebek yakından izleniyor ve önümüzdeki iki gün çok kritik. Bu aşamayı sağlıklı bir şekilde atlattığı takdirde hayatta kalma şansı önemli ölçüde artar.”

Engin ve Tuba, bu korkutucu ve duygusal açıdan zorlu deneyimi yaşarken, aileleri de onlara destek olmak için bir araya geldi. Her iki aile de prematüre doğum haberini alır almaz Paris’e gitmeye karar verdi. Engin’in ailesi, oğullarına moral verirken, Tuba’nın annesi ve kız kardeşi de zor bir süreçten geçen Tuba’ya güç vermek için yanındaydılar. Bu duygusal buluşmalar, durumun ciddiyetini daha da artırarak her iki aileyi de bebeklerinin hayatta kalması için umutla birleştirdi.

Play video:

Büyük bir baskı altında olmalarına rağmen, Engin Akyürek ve Tuba Büyüküstün hala umutlu kalmaya devam ediyorlar. Çift, hayranlarına duygusal bir mesaj vererek şunları söylediler: “Bebeğimizin hayatta kalabilmesi için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Şu anda tek yapabileceğimiz şey beklemek, ama asla pes etmeyeceğiz. O bizim en büyük mucizemiz ve mucizelere inanıyoruz.”

Çiftin durumu hakkında daha fazla haber beklerken, hayranları hala umutlu ve bebeğin iyileşmesi için dua ediyor. Önümüzdeki günler çok kritik olacak ve çiftin yolculuğu belirsizliğini koruyor, ama bir şey kesin: Engin ve Tuba, küçük mucizelerinden vazgeçmeyecekler. Güçleri, sevgileri ve kararlılıkları, zorluklar karşısında umudun gücünün bir kanıtıdır.