Özcan Deniz acıya dayanamadı: kalp krizi geçirdi!

.

.

 Türk müziğinin ve televizyon dünyasının en sevilen isimlerinden biri olan Özcan Deniz, son günlerde yaşadığı trajik olayla hayranlarını derin bir üzüntüye boğdu. Sevilen sanatçı, yeni doğan bebeğinin hayatını kaybetmesinin ardından geçirdiği kalp kriziyle hastaneye kaldırıldı. Bu acı haber, magazin dünyasında adeta bir bomba etkisi yarattı.

Her şey İstanbul’daki evinde bir sabah erken saatlerde başladı. Özcan Deniz’e uzun süre ulaşamayan eski partneri Aslı Enver, endişelenerek evine gitti. Kapıyı açıp içeri girdiğinde karşılaştığı manzara yürek burkucuydu: Özcan, salonun ortasında bilincini kaybetmiş şekilde yerde yatıyordu.

Aslı Enver’in panikle “Özcan! Beni duyuyor musun? Lütfen bir şey söyle!” diye bağırarak ambulans çağırdığı anlar, evin sessizliğini acı dolu bir çığlıkla deldi. Sağlık ekipleri kısa sürede olay yerine geldi ve Özcan Deniz hemen en yakın hastaneye kaldırıldı. Yoğun bakım ünitesine alınan sanatçının durumu ciddiyetini koruyordu.

 Doktorlar tarafından yapılan ilk açıklamada, Özcan’ın akut miyokard enfarktüsü geçirdiği, yani kalp krizi yaşadığı belirtildi. Bu krizin, aldığı büyük duygusal darbenin bir sonucu olduğu düşünülüyordu. Bebeğini kaybetmenin acısı, güçlü bir adam olarak bilinen Özcan’ı hem fiziksel hem de ruhsal olarak yıkmıştı.

Hastaneye haber ulaşır ulaşmaz Özcan’ın yakın dostları, sanat camiasından arkadaşları ve ailesi destek için akın etti. Tarkan, gözyaşları içinde basına yaptığı açıklamada “Böylesine güçlü bir adamın bu hale gelmesi kalbimi kırdı. Yanındayım, yalnız değil.” dedi.

Aslı Enver ise hastane bekleme salonundan bir an olsun ayrılmadı. Gözleri dolu dolu yaptığı açıklamada, “Onu hiç böyle görmemiştim. Gerçekten yıkıldı. Bebeğini kaybetmek, ruhunu da alıp götürdü.” ifadelerini kullandı.

 Takip eden günlerde, hastane bahçesinde düzenlenen bir mum ışığı etkinliğiyle Özcan’ın bebeği anıldı. Aslı Enver ve birçok ünlü ismin katıldığı bu duygusal gecede, Özcan’ın şarkıları seslendirildi, mektuplar okundu. Herkesin gözleri yaşlıydı. Oyuncu Bergüzar Korel, “Özcan her zaman kalbiyle yaşayan biriydi. Şimdi onun kalbini iyileştirmek bizim görevimiz.” dedi.

 Üçüncü günün sabahında umut verici bir gelişme yaşandı. Özcan Deniz, ilk kez gözlerini açtı. Kısa bir anlık uyanış olsa da, bu sevinç gözyaşlarına neden oldu. Aslı Enver, elini tutarak “Buradayız Özcan. Hepimiz seninle.” dedi. Özcan’ın yanağından süzülen tek damla gözyaşı, odada bulunan herkesin yüreğini sızlattı.

O andan sonra Özcan’ın hayati belirtileri yavaş yavaş normale dönmeye başladı. Doktorlar temkinli olsa da, iyileşme sürecinin başladığını belirttiler. Fakat duygusal travma, fiziksel iyileşmeden çok daha ağırdı.

 Bu acı olayın detayları da yavaş yavaş gün yüzüne çıktı. Yakın kaynaklar, Özcan Deniz’in bebeğinin doğumdan sonra ciddi bir solunum problemi yaşadığını ve tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadığını belirtti. Bebeğin annesinin kimliği gizli tutulsa da, onun da psikolojik destek aldığı öğrenildi. Özcan’ın baba olmayı ne kadar istediğini bilen çevresi, yaşadığı bu kaybın onu nasıl yerle bir ettiğini anlatmakta zorlanıyor.

 Bir hafta sonunda, Özcan Deniz yoğun bakımdan normal odaya alındı. Artık kısa cümlelerle konuşabiliyor, mimiklerle iletişim kurabiliyordu. İlk isteği, bebeğinin fotoğrafını görmek oldu. Aslı, telefonundan bir fotoğraf gösterdiğinde Özcan gözyaşlarına boğuldu, elleriyle yorganı sımsıkı tuttu.

Psikolojik destek süreci de böylelikle resmen başlamış oldu. Terapistlerle yapılan ilk görüşmelerde Özcan, duygularını açmakta zorlanmadı. “Nasıl devam edeceğimi bilmiyorum.” cümlesi, onun ne kadar kırıldığını anlatmaya yetti.

Zamanla, sanatçı dostları hastaneye gelip moral vermeye başladı. Aralarındaki eski kırgınlıklar bile unutulmuştu. Herkesin tek bir isteği vardı: Özcan yeniden ayağa kalksın. Hatta hayranları, bu acıyı sanatla dönüştürmesi için ona kitap yazması yönünde çağrılar yaptı.

 Günler geçtikçe Özcan, yavaş yavaş yürümeye başladı. Zayıf sesiyle kendi şarkılarını mırıldanıyor, her nota onun için bir direnme şekliydi. Neredeyse bir ay sonra, taburcu edilmesine karar verildi. Ancak doktorlar, altı ay boyunca sahneye çıkmaması, mutlak dinlenme ve psikolojik takip şartıyla izin verdiler.

Hastaneden çıkışında onu bekleyen kalabalık, çiçeklerle, pankartlarla, gözyaşlarıyla dolu bir sevgi seliydi. Özcan konuşmadı. Ama gözleri, minnet dolu bir teşekkür ediyordu.

 İlk kamuoyu önüne çıkışı, bebeği anısına düzenlenen özel bir yardım etkinliğinde gerçekleşti. Mikrofonun başına geçen Özcan, bu süreçte yazdığı bir şiiri okudu. Şiir; kaybı, umudu ve kalbin iyileşme sürecini anlatıyordu. Salondaki herkes gözyaşlarına boğuldu. Şiir, adeta bir ruhun yeniden doğuşuydu.

Şimdilerde Özcan Deniz, gözlerden uzak, sessiz bir iyileşme sürecinde. Bu acı olay onun sanatını, yaşamını ve ruhunu derinden etkilemiş durumda. Ancak hayranları, bu zor günlerden sonra onun çok daha güçlü bir şekilde döneceğine inanıyor.

PLAY VIDEO:

 Bu trajedi, sadece bir kaybı değil; aynı zamanda insan ruhunun dayanıklılığını, dostluğun gücünü ve umudun varlığını da gözler önüne serdi. Özcan Deniz’in hikâyesi, acının içinden yeniden doğan bir kalbin hikâyesi oldu.