“Doktorlar, Engin Akyürek’in durumunun neden kötüleştiğini açıkladı: İşte detaylar.” 
.
.
Engin Akyürek: Sessiz Mücadele ve Söylenememiş Aşk
İstanbul – Türk eğlence dünyasını son günlerde sarsan haber: Ünlü oyuncu Engin Akyürek, aniden hayati tehlike arz eden bir durumla hastaneye kaldırıldı. Efsanevi rolleriyle tanınan, güçlü, sessiz ve derin bir karakter olarak hafızalara kazınan Engin’in, sahne ışıklarının arkasında yıllardır sessizce bir hastalıkla mücadele ettiği ortaya çıktı.
Her şey üç hafta önce başladı. Engin, evinde aniden bayıldı. Hastaneye kaldırıldığında, doktorlar önce bunun tansiyonla ilgili olduğunu düşündü. Ancak detaylı tetkikler kısa sürede daha korkutucu bir gerçeği ortaya çıkardı: Yedi yıldır vücudunu sessizce tahrip eden nadir bir mitokondriyal hastalık.
“Durumunu gizledi. Ailesi, arkadaşları, hatta menajeri bile bilmiyordu. Bu, hepimizi en çok yaralayan şey,” – Başhekim Ferit Kalkan, dün düzenlenen kısa basın toplantısında böyle konuştu.
Engin’in hastalığı, hücrelerde enerji üretimini azaltarak kas kaybı, kronik yorgunluk ve çoklu organ yetmezliğine yol açıyor. Bir A sınıfı oyuncunun yoğun çalışma programıyla birleşince, bu sessizlik hastalığın daha da hızla ilerlemesine neden oldu.
Geride Kalanların Acısı
Engin’in tedavi süresince başucundan ayrılmayan kişi, oyuncu, sırdaşı ve aynı zamanda gizli eşi Tuba Büyüküstün’dü. İkili hiçbir zaman ilişkilerini kamuoyuna açıklamamıştı, ancak Tuba’nın ölüm kalım anlarında eşinin yanından ayrılmaması her şeyi gözler önüne serdi.
Tuba, kameralar karşısında duygularına engel olamayarak şöyle dedi:
“O her zaman güçlüydü. Acısını asla dile getirmezdi. Ama kızgınım… Bana böyle büyük bir şeyi nasıl gizleyebildi? Buradaydım, onunla savaşmak için. Ama şimdi… artık yetişebilecek miyim, bilmiyorum.”
Sadece Tuba değil, Engin’in babası Mehmet Akyürek de duygusal açıklamalarda bulundu:
“Hep içine attı, hiç şikayet etmedi. Biz erkekleriz – derin şeyleri pek sormayız. Şimdi onu orada yatarken görünce, keşke ona bir kere ‘İyi misin?’ deseydim diyorum.”
Hayranlar Yalnız Bırakmadı
Haber yayıldığında, yüzlerce hayran İstanbul’daki hastanenin önünde toplandı. Mumlar yakıldı, Engin’in eski bir röportajında sevdiğini söylediği turuncu çiçekler bırakıldı. Sosyal medya, #PrayForEngin etiketiyle dolup taştı – Türkiye’den Arjantin’e, Yunanistan’dan Filipinler’e kadar dizileriyle kalplere dokunduğu her yerden dualar yağdı.
60 yaşındaki bir hayran, Fadime teyze gözyaşları içinde şunları söyledi:
“Gençliğimden beri onun dizilerini izliyorum. Engin her zaman bana ilham verdi – onu hiç görmemiş olsam bile. Bugün buraya sadece şunu demeye geldim: ‘Yalnız değilsin, evladım.’”
Okunmamış Bir Mektup
Yoğun bakım odasında, Tuba’nın Engin’in yastığının altına bıraktığı bir mektup vardı. Basit kelimelerle yazılmış, ama bir ömre bedel:
“Yanındayım. Hâlâ nefesini duyuyorum, hâlâ her gece elini tutuyorum. Hikayemiz böyle bitemez. Çünkü sana – ve çocuğumuza – bir sözüm var. Mücadeleyi bırakma Engin. Benim ve çocuğumuzun sana ihtiyacı var…”
Kimse önümüzdeki yolun nasıl olacağını bilmiyor, ama o mektup doktorları bile gözyaşlarına boğdu. Aşkı, umudu ve geride kalanların sessiz kaygısını hissettiler.
Zayıf Ama Varlıkta Umut Var
Hastane yetkililerine göre, Engin en modern yöntemlerle tedavi ediliyor: kök hücre tedavisi, elektroterapi, plazma değişimi ve mitokondri işlevini destekleyen özel ilaçlar uygulanıyor. Ancak Başhekim Ferit’in dediği gibi:
“Hastanın bağışıklığı tahminimizden daha zayıf. Ama hâlâ umut var. Ve bazen, hastayı hayatta tutan tek şey sevgidir.”
Sessiz Ama Derin Bir Hayat
Engin Akyürek hiçbir zaman gösterişli biri olmadı. Büyük etkinliklerde görünmez, özel hayatını gizli tutardı. Oyunculuğu bir yaşam biçimi olarak seçti – her rol, ruhundan bir parça taşıyordu.
“Çekimlerde bazen kaybolurdu – ben iş stresi sanırdım. Şimdi anlıyorum…” – Senarist ve yakın dostu Kerem Deren duygularını böyle dile getirdi.
Aşk, Bir Kalbi Kurtarabilir mi?
Bu soru şu an milyonların zihninde yankılanıyor. Neredeyse kusursuz yaşayan, tüm kalbiyle seven ama her şeyi içine atan bir adam… Sevdiği insanların sevgisi onu hayata döndürmeye yeterli olabilir mi?
Engin Akyürek, eğer duyabiliyorsa, muhtemelen gülümserdi. Çünkü orada, dış dünyada, onu uyanmasını bekleyen bir dünya var.
“Ne olursa olsun, Engin… Yalnız değilsin.”
Play video: