Hazal Kaya, sevdiğimden bir yıl daha ayrı kalmayacağım.
.
.
.
Hazal, İstanbul’un kalabalık sokaklarında hayatına devam ederken, bir yılı aşkın süredir aşkından ayrı kalmanın zorluklarını yaşıyordu. Arda, Hazal’ın uzun yıllardır en yakın arkadaşı ve sevgilisi, yurtdışında bir iş fırsatı için bulunuyordu. İki insan arasında mesafe ve zamanın yarattığı engeller her geçen gün büyüyordu, ama aşkları hiç azalmamıştı.
Bir yıl önce, Arda’nın yeni bir iş teklifi alıp yurt dışına gitmesiyle ilişkileri zor bir döneme girmişti. Hazal, İstanbul’daki yoğun iş hayatına ve sosyal sorumluluk projelerine odaklanarak Arda’nın yokluğunu biraz olsun hafifletmeye çalıştı. Fakat, her şeyin bir sınırı vardı ve her gün Arda’yı düşünerek yaşamak onu yıpratıyordu. Arda da aynı şekilde, her geçen gün Hazal’a olan özlemini daha da derinden hissediyordu.
Bir gün, Hazal telefonunda gelen bir mesajla irkildi. Arda, mesajda şu cümleyi yazmıştı: “Hazal, sevdiğimden bir yıl daha ayrı kalmayacağım. İstanbul’a dönüyorum.”
Birkaç gün sonra, İstanbul’un o aynı eski ama yine de özel meydanlarından birinde buluştular. Arda, Hazal’ı görünce koşarak yanına gitti ve onu sımsıkı sarıldı. Bir yıl boyunca birbirlerine olan sevgilerini yalnızca kalpten hissetmişlerdi, ama şimdi o sevgi gerçek olmuştu. Birbirlerinin gözlerinde yıllarca beklemenin getirdiği acı ve mutluluk karışımını gördüler.
Hazal, Arda’nın dönmesiyle birlikte hayatındaki her şeyin yeniden anlam kazandığını fark etti. Bir yıl ayrı kalmanın zorlukları, aslında onları daha da güçlü kılmıştı. Şimdi ise, birbirlerine daha yakın olmanın verdiği huzur ve mutlulukla, geleceğe umutla bakıyorlardı.
Ve Hazal, Arda’nın geri dönmesiyle hayatının en güzel dönüm noktasına gelmişti. “Bir yıl daha ayrı kalmayacağım,” diyerek, o gün bir sayfa daha çevirmiş ve yeni bir başlangıç yapmıştı.