Beyin Kanaması Geçiren Burak’ın Ailesi: “Neslihan Oğlumuzdan Uzak Dursun!”
Şehrin en büyük hastanesinde, hastane koridorlarında yankılanan adımlar, titreyen eller ve gözyaşları… Acil servisin önündeki kalabalığın içinde en büyük korkuyu yaşayan bir aile vardı: Burak’ın ailesi.
Genç ve sağlıklı görünen Burak, aniden beyin kanaması geçirmiş ve acil ameliyata alınmıştı. Ancak olayın yankıları sadece hastane duvarlarıyla sınırlı kalmamış, aile içinde büyük bir kriz yaratmıştı. Burak’ın ailesi, oğullarının bu duruma gelmesinden Neslihan’ı sorumlu tutuyordu.
Baba sert bir sesle konuştu:
“Bu kız oğlumuzu mahvetti! Stres, sıkıntı, kavgalar… Hepsi onun yüzünden! Neslihan’ın Burak’tan uzak durmasını istiyoruz!”
Her Şey Nasıl Başladı?
Burak ve Neslihan, yaklaşık üç yıldır sevgiliydi. İlişkileri ilk başlarda her çift gibi mutlu ve huzurluydu. Ancak zamanla, Burak’ın ailesi, Neslihan’ı oğullarına uygun bir eş adayı olarak görmemeye başlamıştı.
Burak’ın annesi, Neslihan’ın fazla baskın bir karaktere sahip olduğunu ve oğlunun sürekli stres altında olduğunu söylüyordu. Aileye göre Burak, bu ilişki nedeniyle günden güne değişmiş, daha huzursuz ve gergin biri haline gelmişti.
Son zamanlarda, çiftin kavgaları da sıklaşmıştı. Özellikle Burak’ın ailesiyle ilgili tartışmalar, ilişkinin temel sorunlarından biri haline gelmişti. Neslihan, Burak’ın ailesinin sürekli aralarına girmesinden şikayetçiydi, Burak ise iki tarafı da memnun etmek için çabalıyordu.
Ve o talihsiz gün, yaşanan büyük bir kavga, Burak’ı hayatının en zor anına sürükledi.
Olay Günü: Burak Nasıl Beyin Kanaması Geçirdi?
O gün, Burak ve Neslihan bir kafede oturmuş, gelecekleri hakkında konuşuyorlardı. Ancak konu, yine Burak’ın ailesine gelmişti.
Neslihan üzgün bir şekilde konuştu:
“Burak, ya bu ilişkiyi aile baskısıyla yürütmeye devam edeceğiz ya da gerçekten ne istediğimize karar vereceğiz. Ben, her zaman kavga eden bir çift olmak istemiyorum.”
Burak ise başını ellerinin arasına aldı ve yorgun bir sesle cevap verdi:
“Ben seni seviyorum ama ailem olmadan da yaşayamam, Neslihan. İkisini birden idare etmek zorundayım.”
Tartışma giderek alevlendi. Burak, aniden başını tutarak derin bir nefes aldı. Gözleri karardı, nefesi sıkıştı.
“Başım çok kötü… Neslihan, başım dönüyor…”
Birkaç saniye içinde Burak yere yığıldı.
Neslihan çığlık atarak yardım istedi. Kafe çalışanları hemen ambulans çağırdı ve Burak, hızla hastaneye kaldırıldı.
Hastanede Gerilim Tırmanıyor
Burak hastaneye ulaştığında, doktorlar durumunun ciddi olduğunu söyledi. Beyin kanaması geçirdiği kesinleşmişti ve acil ameliyat edilmesi gerekiyordu.
Ailesi hastaneye ulaştığında, annesinin gözyaşları içinde doktorlara yalvardığı görüldü:
“Oğlumuzu kurtarın! Ne olur ona bir şey olmasın!”
Ancak kısa bir süre sonra, anne ve babanın gözleri Neslihan’a döndü. Onların bakışlarında öfke ve suçlama vardı.
Burak’ın babası Neslihan’a yaklaşıp, sesini yükselterek konuştu:
“Bu senin yüzünden oldu! Oğlumuzu bu hale getiren sensin! Stres, kavga, baskı… Hep senin yüzünden!”
Annesi de oğlunun yoğun bakımda olduğunu duyunca, Neslihan’a sert bir şekilde bağırdı:
“Senin yüzünden Burak’ımız ölümle mücadele ediyor! Biz senin zaten onun için iyi olmadığını biliyorduk! Sen onun hayatından çıkmadan o iyileşmeyecek!”
Hastane koridorunda herkes sessizce bu tartışmayı izlerken, Neslihan donup kaldı. Gözlerinden yaşlar süzüldü.
“Ben onu seviyorum… Onun iyi olması için dua ediyorum…” diye fısıldadı.
Ancak Burak’ın ailesi için bu sözler yeterli değildi. Babası, kesin bir dille şu sözleri söyledi:
“Neslihan, oğlumuzdan uzak dur. Bundan sonra senin burada olmanı istemiyoruz!”
Gerçekten Suçlu Kim?
Beyin kanaması, genetik, yaşam tarzı ve çeşitli sağlık problemlerine bağlı olarak ortaya çıkabilen bir hastalıktı. Ancak Burak’ın ailesi, suçlayacak birini arıyordu. Onlara göre bu olayın tek sebebi, Burak’ın Neslihan’la yaşadığı stresli ilişkiydi.
Doktorlar, kesin sonuçların alınması için testlerin devam ettiğini söylese de, Burak’ın ailesi kararını vermişti.
Neslihan’ın Kararı: Gitmek mi, Kalmak mı?
Hastanenin soğuk duvarlarına yaslanarak sessizce ağlayan Neslihan, ne yapacağını bilmiyordu. Burak onun hayatının aşkıydı. Ama aynı zamanda, ailesi tarafından artık istenmeyen biriydi.
Burak gözlerini açarsa, ailesi ona Neslihan’ın kötü biri olduğunu mu söyleyecekti?
Bu düşünceyle Neslihan, sessizce hastanenin kapısına doğru yürüdü. Son bir kez arkasına dönüp Burak’ın odasına baktı ve içinden şöyle fısıldadı:
“Ben senin iyileşmen için buradayım… Ama eğer gitmem gerekiyorsa, bunu da yaparım.”
Ve gözyaşları içinde hastaneyi terk etti.
Burak’ın Uyanışı ve Gelecek
Birkaç gün sonra, Burak ameliyattan çıktı ve yoğun bakımdan servise alındı. Gözlerini açtığında, ilk sorduğu kişi Neslihan oldu.
Ancak ailesi, Neslihan’ın artık hayatında olmadığını söyledi. Burak’ın gözlerinde büyük bir hayal kırıklığı belirdi.
“Neden…?” diye fısıldadı.
Ama gerçek şu ki, bazen insanlar en sevdikleri kişileri bile korumak için gitmek zorunda kalırlardı.
SONUÇ: BAZI AŞKLAR GERÇEKTEN KADER MİDİR?
Burak iyileşecek miydi? Neslihan geri dönecek miydi? Ailesi, Burak’ın hayatındaki en büyük sevgiyi ondan uzaklaştırarak gerçekten ona iyilik mi yapmıştı?
Bu soruların cevapları belirsizdi. Ancak bazen aşk, sadece sevmek değil, sevdiklerinin iyiliği için fedakarlık yapmaktı.
Ve Neslihan’ın yaptığı da tam olarak buydu.